Hamas’ın 7 Ekim baskını sonrası İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarıyla başlayan Ortadoğu’daki yangın hali, bölgeden taşarak Asya’nın güneyine uzandı. Yemen’deki Husi güçlerinin Gazze’deki direnişe destek amacıyla Kızıldeniz’de İsrail ile bağlantılı ticari gemilere saldırmasıyla artan tansiyon, İran’daki canlı bomba eylemleri, İran-Hizbullah eksenindeki önemli isimlere düzenlenen suikastlar ve ABD’nin Yemen’i bombalamasıyla zirve yaptı. Tüm bunların peşine Tahran yönetiminin Suriye’nin kuzeyi, Irak’ın Erbil kenti ve Pakistan’ın sınır bölgelerini bombalamasıyla savaşın sıcaklığı Güney Asya’ya taşındı. Pakistan’ın İran’a yanıtı ise aynı sertlikte oldu. İslamabad yönetimi, İran’ın Sistan-Belucistan eyaletini ‘terör tehdidi’ gerekçesiyle füzelerle vurdu. Pakistan’ın saldırılarında 3’ü kadın 4’ü çocuk 9 kişinin hayatını kaybettiği bildirildi.
İSRAİL GAZZE’Yİ YERLE BİR ETTİ
Gazze’yi önce hava saldırılarıyla vuran daha sonra da kara operasyonuyla işgal eden İsrail, üç ayı aşkın bir sürede, çoğu kadın ve çocuk olmak üzere 30 bine yakın Filistinli sivili öldürdü. Sivil yerleşim alanlarını, okulları, hastaneleri ve ibadethaneleri bombalamayı sürdüren Tel Aviv yönetimi, kendisine yöneltilen ateşkes çağrılarına da kulaklarını tıkamış durumda. İsrail’in, sahip olduğu istihbarat ağıyla, Hizbullah ve Tahran’a yakın askeri hedeflere suikastlar düzenlenmesi ve İran’a yönelik gerçekleştirilen terör saldırılarının da arkasında olduğu değerlendiriliyor.
ABD’DEN İSRAİL’E TAM DESTEK
İsrail’in yakın müttefiki Washington, Tel Aviv yönetimini, hem sağladığı mühimmatla askeri hedeflerine ulaşması konusunda destekliyor hem de uluslararası tepkilerden koruyor. Bölgede uçakgemisi dahil savaş gemileri bulunduran ABD, son olarak İngiltere ile birlikte, Husi güçlerinin Kızıldeniz’deki saldırılarını sonlandırmak için Yemen’de Husileri bombaladı. Beyaz Saray yönetimi, bir yandan Gazze’deki savaşın sona ermesi yönünde gayret gösterdiğini söylese de İsrail’i ikna edebilmiş değil.
KIZILDENİZ’DE HUSİ KRİZİ
Yemen iç savaşının ardından ülkenin batısında hüküm süren İran destekli Şii Husi güçleri, İsrail’in Gazze’deki işgali nedeniyle Kızıldeniz’den geçen ticaret gemilerini hedef alıyor. Filistin davasına verdikleri ‘destek’ üzerinden İslam dünyasında popülaritesini arttıran Husiler, İran’ın bölgedeki vekil güçlerinden biri olarak gösteriliyor. ABD ve İngiltere’nin başını çektiği koalisyonun tesislerini bombalaması sonucu, ‘ihtiyaç’ duydukları düşmana kavuşan Şii grup, ABD tarafından terör örgütleri listesine alınsa da bölgesel bir oyuncu olma yolunda ilerlemeyi sürdürüyor.
İRAN SAHAYA İNDİ
Ortadoğu’da ‘vekil gruplar’ üzerinden mücadele etmesiyle tanınan İran, Gazze krizinden bu yana hafta içinde ilk kez doğrudan sahneye çıkarak üç saldırı gerçekleştirdi. Suriye’nin kuzeyi, Irak’ın Erbil kenti ve Pakistan topraklarını füze ve İHA’larla bombalayan Tahran yönetimi, Suriye’nin kuzeybatısındaki İdlib’de DEAŞ’ı vurduğunu öne sürerken, Pakistan topraklarında da, İran’a karşı silahlı mücadele içinde olan Sünni Beluç örgüt Ceyş el-Adl’ı hedef aldığını öne sürdü. İranlı yetkililer Erbil’de de İsrail ile bağlantılı bir casus karargâhını imha ettiklerini duyurdu.
İran bu hafta başında Erbil’e düzenlediği saldırıda, Mossad karargâhı olduğunu öne sürdüğü Kürt iş insanı Peşrev Diyazi’nin evini vurmuştu.
İSLAMABAD’DAN SERT YANIT
İran’ın Suriye, Irak ve Pakistan’ı hedef alan saldırılarının ardından Tahran’a en sert tepki İslamabad’dan geldi. Tahran büyükelçisini geri çağıran Pakistan, ikili tüm anlaşmaları da askıya aldı. Pakistan ayrıca, tıpkı İran gibi, İran topraklarından kendisini tehdit eden ‘terör hedeflerine’ füze saldırısı düzenlediğini duyurdu. Saldırıda İran’ın Serevan kentinde Belucistan Kurtuluş Cephesi’nin hedef alındığı vurgulanırken, İran medyası aralarında çocukların da bulunduğu dokuz kişinin yaşamını yitirdiğini aktardı.
FİDAN ‘İTİDAL’ DEDİ: ‘GERİLİM TIRMANMAMALI’
İran ile Pakistan arasındaki ‘füze diplomasisi’, Ortadoğu’daki savaşın genişlemesi endişelerini arttırınca Dışişleri Bakanı Hakan Fidan hem Pakistan Dışişleri Bakanı Jalil Abbas Jilani hem de İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan ile telefon görüşmeleri gerçekleştirdi. Ziyaret için bulunduğu Ürdün’de gerçekleştirdiği basın toplantısında Ankara’nın hem İran’a hem de Pakistan’a sükûnet çağrısında bulunduğunu aktaran Bakan Fidan, iki tarafın da gerilimi tırmandırmak istemediğini söyledi. Öte yandan Dışişleri Bakanlığı İran’ın Suriye, Irak ve Pakistan’ı hedef alan ve Pakistan’ın da İran’a cevap verdiği saldırılarla ilgili açıklama yaptı. Tırmanan gelişmelerden endişe duyulduğunun vurgulandığı açıklamada “Tüm meselelerin, bölgesel güvenliği ve istikrarı daha fazla tehdit etmeden diyalog ve işbirliği yoluyla çözümlenmesini temenni ediyoruz” ifadesi kullanıldı.
‘BÖLGE TEHLİKEDE’
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Ürdün’ün başkenti Amman’da mevkidaşı Eymen es-Safedi ile ortak düzenlediği basın toplantısında Gazze’deki son durumla ilgili de açıklamalarda bulundu. ”Güvenliği tehdit altında olan aslında İsrail değil tam aksine Filistinliler ve bölge ülkeleridir” diyen Fidan, İsrail’in kendi güvenliğini sağlama iddiasıyla yaptıklarının, yayılmacılık ve işgalden başka bir şey olmadığını söyledi. Amman’daki temaslarını bugün de sürdürecek Fidan, Ürdün Kralı 2’nci Abdullah ile de bir görüşme gerçekleştirdi.